Duanın Gücüne İnanmak

Merhaba Fazladan Blog'un fazladan okuyucuları. Uzun süredir yeni bir blog yazısı yazmakta zorlandım. Aklıma konu gelmedi, geldiyse de yazacak bir şeyler bulmakta zorlandım ve ben de dedim ki belki de herkese bir şeyler katabilecek, bulunduğu yönünü değiştirecek, onu olduğundan daha farklı bir insan yapacak bir anımı anlatayım... İbrette alınız yani!

Ettiğiniz duanın gerçekleştiğine hiç şahit oldunuz mu? Ya da duanın gücüne inanıyor musunuz?
_______________


6 yaşında olduğumu hatırlıyorum. Ailenin en geç dünyaya gelen üyesi olunca bu yaşta dayı olabiliyorsunuz... Kaldığımız ilçe yaşanılası bir yer olduğundan büyük ablamlar her sonbahar gelirlerdi bize ve tabii ki yeğenim. Güzel günler geçirir, o günlerin hiç bitmemesini isterdim haliyle...
Yine öyle bir zamanda vedalaşma vakti (ki bu yaşıma geldim sırf bu sebepten vedaları hiç sevmedim). Yeğenimle oyun oynamak, ona bir şeyler öğretmek, belki de en çok hoşuma giden şey "küçük dayı" olmak... Üzüldüm, kahroldum ama ağlamıyorum biriktiriyorum, o kadar alışmışım ki...
Ablamı ve küçük yeğenimi evden uğurladıktan sonra kendimi odaya kapattım, kapattım demiyeyim odada oyun oynamak niyetine saklandım ve biriktirdiğim o göz yaşları bir anda akmaya başladı, durmuyordu elimde değildi. "Çocukların duaları her zaman kabul olur." derdi annem, benim de dua etmekten başka yapabileceğim bir şey yoktu. Gerçekten içten olduğumu hatırlıyorum, gerçekten istediğimi... "Lütfen... Lütfen son kez daha göreyim onları." diye ağlayarak dua ettiğimi... Avuçlarıma damlayan yaşlar, yeğenimin unutulmuş çorap tekini görünce daha da arttı. Sayısız kez bunu tekrarladım; "Lütfen... Lütfen son kez daha göreyim onları."
Hiç bu kadar istememiştim bir şeyi, inanmamıştım, akan yaşlar içinde dua edilir miydi bilmiyordum. Ama bildiğim tek şey onları bir kez daha görmekti.

Annem içeri girdi, halimi görünce yüzünü bir tebessüm alıverdi. Bunu yapacağımı bilirmiş gibi sarıldı ve teselli etmek için çaba gösterdi. Pokemon'un başladığını ve izlemem gerektiğini hatırlattı, hiç kaçırmazdım. Gözlerimi ovuşturup izleyeceğimi söyledim ama dua ettiğime dair bir şeyler söylemedim, sadece ağladığımı biliyordu.
İçeri gitmiş reklamların bitmesini beklediğim anda ablamın sesini duyar gibi oldum, umursamadım... Tekrar duydum ve ayağa fırlayıp balkona çıktım. Evet, geliyorlardı. Evet, onlardı...
Hemen evden çıkıp önlerine koştum, neden geri döndüklerini sordum. "Eve gidince anlatırım, annem de öğrenir." dedi.

Eve vardığımızda annem de benim kadar şaşkındı... Şakayla karışık sordu  "E daha yeni gittiniz ya, aradan bir sene geçmeden ne bu geri geliş?" ve olayın iç yüzü ortaya çıktı. İlçeden İstanbul'a direk otobüs varmış, yoğun talep olduğundan sadece bugüne özel yapmışlar bunu ve otobüs 4 saat sonra kalkacakmış... İşte o zaman durakladım, içim ürperdi, kafama doğru bir soğukluk hissettim. Evet, evet duam kabul olmuştu, onları istediğim gibi son kez görebilecektim duam kabul olmuştu...

Ne kadar mutlu olduğumu anlatamam, o dört saat bana 4 asır gibi geldi... Duanın gücünü anlamıştım beni asıl mutlu eden şey buydu.
_______

Sizler de isteyiniz, içinizden olmaz ama diye geçirip dua etmek olmaz. Gerçekten istemek, inanmak lazım, küçük göz yaşları da incisi olsun. İyi haftalar. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buralar eskiden hep yorumdu.