Başlıksız

"Zamansız aklıma gelişlerinin bir nedeni olmalıydı. Sana bu denli kızgınken, seni sevmeyi unutmaya çalışırken bir neden illaki olmalıydı." diyordum her gece sana mesajlar attığım o yatakta yatarken, kendi kendime.

Ha yatak? Sensiz soğuk falan değildi, çünkü tanışmamıştı seninle henüz. O yüzden soğukluğuyla ilgili edecek şikayetim yoktu.
Sabahları umrumda olmazken, o lanet her gecede aklıma gelişlerineydi benim şikayetim. Zamansız, aniden, sürekli...

Ya benden gitmeyi becerememiştin ya da ben seni kovmayı becerememiştim, vardı işte bir bit yeniği...
Avuçlarımın içi yanmaya başlarken kızmaya başlıyordum birden sana. Zaaflarına... Aklımdan geçen onca kötü lafı, sayısız bedduayı gönderiyordum bu gece de sana.
Ne yapabilirdim! Yine aklıma gelişlerinin sebebi senken ne yapmamı isterdin. Bana yaptığın onca şeyi ne yaparsam unutabilirdim de sanki küfretmemeliydim sana.

Benim sevdiğim sen ile şimdiki sen arasındaki uçurumu gördüğüm zamanı anımsadım sonra. Yine küfrettim.
Eski mesajlarında yazdığın o sözlerini anımsadım sonra. Yine küfrettim.
Kurdurduğun hayalleri anımsadım sonra. Yine küfrettim.
Sana değil ha; bana küfrettim, benim için küfrettim.


Benden gidişinle mutlu olmanın tanımı yoktu şuanlık... Benimle kurduğun hayalleri onunla da kurabilecek kadar iğrenç bir insan olduğunun tanımına da gerek yoktu. En acımasız insanın bile yüreği el vermezdi buna. Rolünü o kadar güzel oynuyordun ki oysa.

Bir insandan vazgeçmeyi, o senden vazgeçtiğinde nasıl da anlamıştın ama. Hiç koşulsuz senin olmayı isteyen bir adamı, zaafları yüzünden seni kullanmak için seven adama nasıl da tercih etmiştin ama. Pişman olup dönecek bir yerin olmadığını gördüğünde nasıl da acımıştı kalbin ama...

Uykum gelmeye başlarken tüm yaptıklarını unutup üzerimde uyuyor olduğunu hissetmek istiyordum, "Selam yorgan kardeş!"

Yarın gece görüşmek dileğiyle, Allah belanı versin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Buralar eskiden hep yorumdu.